Hadislerle Kur’an

 Hz. Ebu Ümame (R.A), ben Rasûlullah (S.A.V)’i: “Kur’an okuyunuz, çünkü Kur’an kıyamet gününde kendisini okuyanlara şefaatçi olarak gelecektir” buyururken işittim demiştir. (Müslim, Müsafirin 253)

 Hz. Nevvas ibni Sem’an (R.A) şöyle demiştir: Ben Rasûlullah (S.A.V)’i: “Kur’an ve hayatlarını Kur’ana göre ayarlayanlar kıyamet günü mahşer yerine getirilirler. Bu sırada Bakara ve Al-i İmran sureleri kendilerini okuyup amel eden kimseler hakkında hayırlı şehadette bulunup savunabilmek için mücadele ederek o kimselerin önlerine gelirler” buyururken işittim. (Müslim, Müsafirin 253)

 Hz. Osman ibni Affan (R.A)’dan rivayet edildiğine göre Rasûlullah (S.A.V) şöyle buyurdu: “Sizin en hayırlınız Kur’anı öğrenen ve öğretendir.” (Buhari, Fezailül Kur’an 21)

 Hz. Aişe (R.Anhu)’dan rivayet edildiğine göre Rasûlullah (S.A.V) şöyle buyurdu: “Kur’anı gereği gibi güzel okuyan kimse Allah’in peygamberlerine gönderilen elçi itaatkar meleklerle beraberdir. Kur’anı kekeleyerek zorlukla okuyan kimseye de iki kat sevap vardır.” (Buhari, Tevhid 52, Müslim, Müsafirin 243)

 Hz. Ebu Musa el-Eş’ari (R.A)’dan rivayet edildiğine göre Rasûlullah (S.A.V) şöyle buyurdu: “Kur’an okuyan mümin turunçgiller gibidir. Kokusu hoş, tadı güzeldir. Kur’an okumayan mümin hurma gibidir. Kokusu yoktur, tadı güzeldir. Kur’an okuyan münafık reyhan (fesleğen) gibidir. Kokusu hoş fakat tadı acıdır. Kur’an okumayan münafık Ebu Cehil karpuzu gibidir, kokusu yoktur ve tadı da acıdır.” (Buhari, Et’ıme 30, Müslim, Müsafirin 243)

 Hz. Ömer ibni Hattab (R.A)’dan rivayet edildiğine göre Rasûlullah (S.A.V) şöyle buyurdu: “Allah şu Kur’an’la amel edip hayatlarını onunla ayarlayan toplumları yükseltir. Onun izinden gitmeyip onu arkalarına atanları da alçaltır.” (Müslim, Müsafirin 269)

 Hz. İbni Ömer (R.A)’dan rivayet edildiğine göre Rasûlullah (S.A.V) şöyle buyurdu: “Sadece şu iki kimseye imrenilebilir, onlar gibi olmak istenebilir. Veya bu iki kimseye hased edilir ve bunlardaki bu nimetin yok olması istenir. Biri Allah’ın kendisine Kur’an bilgisi verdiği onunla gece gündüz meşgul olup gereğiyle amel eden kimsedir. Diğeri de Allah’ın kendisine mal verdiği ve bu malı gece gündüz onun yolunda harcayan kimsedir.” (Buhari, İlim 15, Müslim, Müsafirin 266)

 Hz. Bera ibni Azib (R.A) şöyle demiştir: Bir adam Kehf suresini okuyordu. Yanında atı da iki iple bağlı duruyordu. Bu adamın üzerine bir bulut geldi ve ona yaklaşmaya başladı. Atı da bundan ürktü. Sabah olunca adam Peygamber (S.A.V): “O sekînedir = Rahmet ve huzurdur. Kur’an okuduğun için inmiştir” buyurdu. (Buhari, Fezail Kur’an 11, Müslim, Müsafirin 240)

 Hz. İbni Mes’ud (R.A)’dan rivayet edildiğine göre Rasûlullah (S.A.V) şöyle buyurdu: “Kim Kur’an-ı Kerimden bir harf okursa onun için bir iyilik sevabı vardır. Her bir iyiliğin karşılığı da on sevaptır. Ben size Elif, lam, mim, bir harftir demiyorum. Bilakis elif başlı başına bir harf, lam aynen bir harf, mim de ayrıca bir harfdir.” (Tirmizi, Fezailül Kur’an)

 Hz. İbni Abbas (R.A)’dan rivayet edildiğine göre Rasûlullah (S.A.V) şöyle buyurdu: “Kalbinde kafasında hafızasında hiçbir ayet bulunmayan kimse harab olmuş bir ev gibidir.” (Tirmizi, Fezailül Kur’an 18)

 Hz. Abdullah ibni Amr ibni As (R.A)’dan rivayet edildiğine göre Rasûlullah (S.A.V) şöyle buyurdu: “Kur’an oku da yüksel, okuduğun nisbette cennet basamaklarından yukarı çık. Dünyada ağır ağır okuduğun gibi şimdi de ağır ağır oku. Şüphesiz senin cennette yerleşeceğin yer okuduğun ayetin son noktasıdır. Ne kadar okursan o kadar yükselirsin” (Ebu Davud, Vitir 20, Tirmizi Fezailül Kur’an 18)